Fırın Kebabı Hakkında
Fırın kebabının tarihçesine baktığımız zaman, Selçuklu döneminden izler taşıyan ve Hz. Mevlana’nın eserlerinde de bulunan tarihi bir lezzet olduğu görürüz. Konya dışında tandır kebabı olarak, Konya içinde de furun kebabı veya fırın kebabı olarak bilinse de hepsi aynı kapıya çıkmaktadır.
Konya fırın kebabının yapımı emek gerektiren bir çalışmadır. Bu yemeğin kendine göre bazı kriterleri vardır. Kebap yapımında kullanılan hayvan tercihi kuzudur, bunun sebebi kuzunun diğer hayvanlara göre daha yumuşak bir ete sahip olmasıdır. Seçilen kuzular 15-20 kg arasında ve yaşını doldurmamış olur. Ayrıca kebap yapımında kullanılan bölgeler; ön kol, boyun ve kaburga kısımlarıdır. Seçilen etleri kemiklerinden büyük oranda ayırdıktan sonra bakır leğenlere yerleştiririz. Fırın kebabının diğer kebap türlerinden ayrılan özelliklerinden biri olan kebap yağıda, leğen içerisine aktarırız. İçerisine kaya tuzu harici başka baharat atmayız. Daha sonra taş fırına sürülen bakır leğen, meşe odunlarıyla birlikte 5-6 saatlik pişme serüvenine başlar. Ağzı açık leğende uzunca süre pişen etler bu süre zarfında sık sık, alt üst edilerek her tarafın eşit pişmesi ve kızarması sağlanır. Bu süreç sonunda 3 kg kemikli etten geriye 1 kg kebap kalır.
Pişen fırın kebabı servis edilmesi için daha küçük tepsilere alınır ve buradan servis edilir. Tırnaklı pidenin üstüne konulan kebap, yanına kuru soğan da eklenerek servise hazır hale gelir. Yine fırın kebabına has olan bazı kriterler vardır. Bu yemekte etin lezzetini daha iyi almak için çatal tercih tercih etmeyiz. Aynı şekilde masada tuzdan başka baharat veya meze bulunmamasının temel nedeni budur. Buradaki asıl amaç tüm dikkatin kebapta toplanmasıdır. Yanında sadece soğan servis edilmesinin nedeni etin yanına yakıştığı düşünülen bir ürün olmasındandır. Ayrıca bilimsel olarak bakıldığında etin yanında soğan tüketilmesi sindirim ve emilim de vücuda destek sağlar.